Opereyşın Röportaj : Nasıl Çalışıyorum?

İnternet bilgi havuzunda nitelikli içerik bulmanın her geçen gün zorlaştığı bir dönemde, 10 yıldır kalitesinden taviz vermeden, ve paylaşımlarının aldığı “hit” leri dikkate almadan kaliteli içerik sunma çabasına devam eden “Opereyşın”  grubundan Dr İbrahim Sarbay’ın tarafımla yaptığı röportajı kendilerinin izniyle aşağıda paylaşıyorum. Kendisine ve kendisi nezdinde tüm Opereyşın yazar-çizer ekibine, iletişim devriminin yaşanmakta olduğu, insanoğlunun sahip olduğu gerçek değerler havuzunun sahteleriyle karıştığı şu çok tarihi dönemlerde yozlaşmaya direnen onurlu çabaları nedeniyle  saygılarımı ve takdirlerimi iletiyorum. Benimle röportaj yaptıkları için teşekkür ediyorum.  Ulaş Mehmet Çamsarı 23 Haziran 2015
Orjinaline şu bağlantıdan ulaşılabilir : 
27 Mayıs 2015

Nasıl Çalışıyorum:<br /> Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı

Dr. Ulaş M. Çamsarı, bir yandan ABD’de Mayo Clinic‘te kariyerini başarıyla sürdürürken, bir yandan da Türk tıbbiyelilerine kariyer yolunda “kılavuz kaptanlık” yapmayı görev edinmiş bir hekim. Peki nasıl çalışıyor?

1. Şu anda nerede, hangi pozisyonda çalışıyorsunuz?

Mayo Clinic Tıp Fakültesinde Psikiyatri Bölümünde Öğretim Üyesiyim. Aynı zamanda Mayo Clinic Sağlık Sistemi’nin Georgia Eyaleti’nde bulunan Waycross Kampüsünün Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü Başkanı, buna ek olarak Psikiyatri Yataklı Ünitesi ve Psikiyatri Konsültasyon-Liyezon servislerinin sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Mayo Clinic Jacksonville Florida ve Rochester, Minnesota Kampüsü ile ortak araştırma faaliyetlerimi sürdürüyorum. Türkiye’de 6 yıl tıp fakültesi üzerine ABD’de 5 yıl psikiyatri uzmanlığı, 1 yıl Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi, 1 yıl da Bağımlılık Psikiyatrisi üzerine yan dal uzmanlık eğitimleri tamamladım, yaklaşık 2 yıldır da mevcut görevimde bulunmaktayım. Hayatımda hiç olmadığım kadar yoğun çalışıyorum. Bakalım nereye kadar gidecek böyle.

2. Cep telefonunuzun ve kişisel bilgisayarınızın temel özellikleri nelerdir? Hangi uygulamaları ve programları kullanıyorsunuz?

İş yerinde sürekli hasta kayıtlarının tutulduğu Meditech ve Cerner tıbbi kayıt programlarını kullanıyorum.

İş dışında Windows uyumlu bir bilgisayar ve sıklıkla Microsoft Office yazılımları, Google Drive, akademik yazılar için Zotero ya da Mendeley, nette gezinmek için Google Chrome kullanıyorum.
Android sistemi kurulu cep telefonumda.

Whatsapp, Twitter, Facebook, Google+, Instagram, Swarm, Foursquare, LinkedIn gibi çoğu temel sosyal medya uygulamalarını aktif kullanırım. Whatsapp sayesinde ailemle, arkadaşlarımla daha etkili bir şekilde iletişim kurabilir hale geldik. Teknolojiyi insanı zenginleştiren, mutlu eden etkinlikler için kullanabilmek ne güzel bir şeydir.

İş için güncel ilaç bilgisinin sağlandığı Micromedex uygulamasını hemen her gün kullanırım. Wikipedia ve Netflix (video streaming) hiç vazgeçemediğim uygulamalar arasında. Ayrıca birden fazla internet sitesinin yöneticisiyim (Kendi blog sitem, turkpsikiyatri.org,usmer.org) ve hem cepte hem masaüstünde Wordress ve Joomla uygulamalarını çok kullanmak durumunda kalıyorum.

3. İş yerinizde ve evinizde çalışma ortamınızı nasıl organize ediyorsunuz? Düzenli misiniz, dağınık mısınız?

Biraz dağınığım galiba. Belki kafam bu nedenle daha düzenlidir, kimbilir. Öyle derler ya.

4. Telefonunuz ve bilgisayarınız hariç, olmazsa olmaz diyebileceğiniz bir teknolojik alet var mı?

Şimdiki telefonlar çıkmadan önce cep bilgisayarları vardı, şimdiki Z kuşağı bilmez bunları, şimdilerde bu Z kuşağının elektronik “dehasını”görüp de depresyona giren bir önceki jenerasyondan geliyorum ben aslında. Bu jenerasyona Palm ve Pocket PC, GPRS, 486 DX33 falan deseniz “vizontele” demişsiniz gibi tepki veriyorlar. Çok değil 10 yıl önceydi. Olmazsa olmaz diyebileceğim ne çok elektronik eşya vardı o zaman. Şimdilerde iş telefonla bilgisayara kadar daraldı. Yakında bilgisayarları da çöpe attıracaklar. Şu anda Telefon ve Bilgisayar dışında hiç vazgeçemeyeceğim teknolojik alet elektronik piyanom. Hiç elektroniğini almam dediğim bir şeydi piyano. Ama Yamaha Clavinova imkansızı başardı gözümde.

5. Gerçekten iyi olduğunuzu düşündüğünüz bir spor veya gündelik bir aktivite var mı?

Spor, hayatımın şu döneminde en çok ihmal ettiğim bir alan. Hiç açmayalım suçluluk duyuyorum.

6. Kendinizi içe dönük olarak mı tanımlarsınız, yoksa dışa dönük mü?

Hem içe hem dışa dönük bir insanım diye yanıt vereyim. Hani bazı insan vardır, hep insanlara ihtiyaç duyar; bazısı vardır, yalnızlığı sever, içe kapanıktır. Ben şartlara göre her ikisi de olabilirim gibi geliyor. Ne çok güzel arkadaşlarım oldu şu hayatta, ne şanslıyım derim hep, kendimi çok “zengin” hissettirirler bana. Hiç bir mangal partisini kaçırmam. Cem Yılmaz’ın bahsettiği mangalın başında “Ben burda iyiyim” diyen adam benim işte. Ama evde yalnız başıma hiç sıkılmadan da aylar geçirsem meşgul olacak bir şeyler bulurum diye düşünürüm hep. Ne çok analiz ettim. Psikiyatriste böyle sorular sorarsanız olacağı budur!

7. Kendinizi bir kelime ile özetlemeniz gerekse, bu kelime ne olurdu?

Merhametli derdim kendime. İnsan olduğumu anladığım en yüksek duygu merhamettir benim için. Sanki insanların ihtiyacı olan tek üst duygudur, tüm sorunların çözülmesi için.

8. Genelde kaçta uyursunuz? Günde kaç saat uyursunuz?

12’den önce yatağa girdiğim nadirdir. Uykusuzluğa çok dayanıklıyım. Marifetmiş gibi söylüyorum. Çok sağlıksız bir şey halbuki.

9. Çay mı, kahve mi? Uyanık kalmak için mi, keyif için mi?

Haftasonu bulabilirsek buralarda iyi sucuk, onunla çay içerim. Ama hafta içi Amerika’da kahvesiz bir yaşam mümkün değil. Neredeyse kovayla satıyorlar. Burada alıştım ve sevdim kahveyi. Sanki başka şansım varmış gibi oldu. Siyah ve şekersiz severim genelde.

10. Mesleğinizden ve çalışma şartlarınızdan memnun musunuz?

Mesleğimden memnunum. Çalışma şartlarından bahsedersek ABD’de genel olarak doktorlar çok şanslılar, her bakımdan. Psikiyatrinin zor yanları var, ama zevkli ve stimüle edici. Meraklısının çok seveceği alandır psikiyatri. Hele şu çağ, tam psikiyatrist olunacak çağ diye düşünüyorum. İnsan bedeninde beyin hariç neredeyse keşfedilmedik şey kalmadı artık. Tüm temel organların neredeyse daha iyisini yapacak hale geldi tıp. Şimdilerde beyin üzerine ilgi giderek artıyor ve muhtemelen ben görmem ama bu yüzyıl nöroloji, psikiyatri ve sinirbilimlerinde büyük devrimlerin olacağına inanıyorum. Gidişat onu gösteriyor.

11. Bir çok farklı konuda çalışmaları olan bir hekimsiniz. Zaman yönetimi ile ilgili ipuçlarınız var mı?

Zaman herkesin dünyaya geldiğinde büyük bir zenginlikle başladığı ve giderek fakirleştiği bir para birimi gibi. Yalnız hayatta bazı konular için çok zaman, bazı konular için çok az zaman var. Bunun belli bir yaşta idrak edilmesi lazım sanki. Örneğin hayalleri gerçekleştirmek için sınırsız zaman varken, hangi hayalin sizin için doğru hayal olduğunun tespiti için çok az zamanınız var. Doğru tespit ettiğimi düşündüğüm hayallerimin bir kısmını gerçekleştirecek zamanı bulduğum için mutluyum ama bir de tabii 35 yaşı biraz geçtikten sonra zaman başka türlü algılanıyor. Biraz daha hızlı mı geçiyor ne. “Bu zamanın ipiyle kuyuya inilmezmiş” dediğim bir hayat evresinden geçiyorum.

12. İki tarafı da bilen bir hekim olarak, sizce sağlık alanında Türkiye ile ABD arasında ne gibi farklar var?

Her iki tarafı çok iyi biliyorum demek fazla olabilir çünkü Türkiye’de klinisyen olarak çalışmadım. İhtisası da Türkiye’de yapmadım.

Ama Türkiye’de tıp fakültesini bitirdim ve de babam 30 yıllık öğretim üyesidir, hekimdir. Yengem de akademisyen hekimdir. Çocukluğumdan itibaren ve halen Türkiye’deki sağlık sistemine aşinayım.

ABD ve Türkiye arasında çok büyük farklar var sağlıkta. Direkt karşılaştırmak adil olmaz, ama genel olarak doktorların durumu ABD’de çok daha iyi, buna kuşku yok. Bunu ülkesini çok seven birisi olarak söylüyorum. Sağlıkta, uzman yetiştirme metotlarında, araştırma faaliyetlerinde ABD’den örnek alınacak çok şey var. Mustafa Kemal Atatürk’ün de hayalini kurduğu Cumhuriyet aydını daha iyisini batı hayranlığı ile değil de rasyonel olarak alıp ülkesine uygulayan kişiler değil miydi.

13. Genç meslektaşlarınıza neler tavsiye edersiniz?

Türkiye’deki genç meslektaşlarımla, öğrenci ve asistan arkadaşlarımla değişik internet platformlarında çok yakın ilişki içindeyim. Onlara yardım etmeyi, onları yönlendirmeyi ve bunu olabildiğince onlar için en doğru olacak şekilde yapmayı çok seviyorum. ABD’deki ülkemden uzak hayatımda beni ülkeme en çok bağlayan faaliyetlerden biri bu. Onlara dedemin babama, babamın da bana öğrettiği şu sözü söylemek isterim: “Yöriyen yiğide yol dayanmaz”. Asla hayallerinden vazgeçmesinler. Hayatın benim şu kısa hayatımda çözmeyi becerdiğim sırlarından biri “ısrar etmektir”.

14. Kendiniz hakkında, okuyucularımıza enteresan gelebilecek başka neler söyleyebilirsiniz?

Mutfakta eşime yemek yaparak saatler geçirmek, piyanoda doğaçlama yapmak, bıkmadan usanmadan aynı Kemal Sunal filmlerini ve çok eski Yeşilçam filmlerini seyretmek, en iyi arkadaşlarımdan biri olan kardeşimle saatler süren bilimsel tartışmalar yapmak; hayatta gerçekten beni mutlu eden şeyler.

Eminim bu mutluluklara 3 hafta sonra doğacak kızım nice yenilerini ekleyecek.

Verdiğiniz içten cevaplar için teşekkürler.

Leave a Comment

Your email address will not be published.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.