İlk basamak “USMLE Step 1” mi?

 

Amerika Birleşik Devletleri’nde tıpta uzmanlık eğitimi yolunda atılacak ilk adımın genellikle USMLE Step 1 sınavı olduğu zannedilir oysa asistanlık yapmaya karar verilmesi ile kişi hayatının hemen tüm alanlarını etkileyecek bir dizi kararı peşinen almış sayılır ve çoğu zaman karar sadece eğitim çerçevesinde ele alınır ve diğer kararların üzerinde daha az durulur. Girilecek hayat yolu, sadece uzmanlık eğitiminden ibaret değildir. Türkiye’de meslektaşlarımızın çoğu kararlarını verirken Amerika’da Uzmanlık /Doktorluk” gibi toplumumuzda ne olduğu tam olarak bilinmeden ön yargı ile saygı gören bazı kavramların peşinden gitmektedirler. Oysa, eğitim ve akademik hedefleri belirlerken diğer yandan başka bir ülkede yaşamak, başka bir kültüre uzun yıllar maruz kalmak, başka bir dilde mesleğinizi öğrenmek ve uygulamak gibi kişinin hayatını kökten değiştirecek birçok değişikliğe de hazır olmak gerekir. Bunları ayrıntılarıyla düşünmek, bu kararın esas önemli aşamasıdır. Bu yola çıkmaya karar vermeden önce mutlaka sorulması gereken bazı temel sorular vardır :

1.Hangi alanda uzmanlık yapmak istiyorum? Bu alanda ABD’de doktor açığı var mıdır?
2.Uzmanlığımı yaptıktan sonra Türkiye’ye dönmek istiyor muyum? Dönmek istiyorsam seçtiğim alandaki eğitim süresi ve müfredatı Türkiye’deki eşdeğeri ile uyumlu mudur?
3.Uzmanlığımı yaptıktan sonra ABD’de mi kalmak istiyorum? Kalmak istiyorsam, uzmanlaşmak istediğim alanının ABD’deki genel durumu nedir?
4.Mesleğimi anadilim dışında bir dil ile öğrenmeye ve uygulamaya hazır mıyım? Uzmanlaşmak istediğim alanda dil kullanımının önemi nedir?
5.Uzmanlaşmak istediğim alanda ilerisi için hedeflerim nelerdir? Akademik mi yoksa özel mi çalışmayı planlıyorum? Almayı planladığım eğitimi ABD’de almak seçtiğim yolda bana nasıl bir fayda sağlayacaktır?
6.Anadilim dışında başka bir dili ağırlıkla kullanarak, bambaşka bir kültür içinde yaşamaya hazır mıyım?
Bu soruların cevapları cok fazla kişiseldir ve herkesin işine yarayacak genellemeler yapmak gerçekten oldukça zordur. Ama yine de karar verme aşamasında faydalı olacak genel bazı bilgiler sunalım.
2008 yılı Amerikan Tıp Birliği (American Medical Association = AMA) istatistiklerine göre, ABD’deki yaklaşık 900,000 doktordan 250,000 kadarı ABD dışındaki 127 adet farklı ülkedeki tıp fakültelerinden mezun olmuşlardır ve bu doktor grubuna Amerikan Tıp Birliği tarafından “uluslararası tıp mezunları” (international medical graduate = IMG) ismi verilmektedir. Diğer bir deyişle ABD’deki hekimlerin %25 kadarı IMG’dir. ABD’deki IMG nüfusunun %20 kadarı da Hindistan’daki tıp fakültelerinden mezun olan doktorlardan oluşmaktadır. ABD’deki yabancı doktorların mezun oldukları tıp fakültelerine göre yüzdesi listelenmiş sekilde aşağıdaki gibidir :

1.Hindistan – 19.9% (47,581)
2. Filipinler- 8.7% (20,861)
3. Meksika – 5.8% (13,929)
4. Pakistan – 4.8% (11,330)
5. Dominik Cumhuriyeti- 3.3% (7,892)
6. Rusya (ve eski SSCB)- 2.5% (6,039)
7. Grenada – 2.4% (5,708)
8. Mısır – 2.2% (5,202)
9. Kore – 2.1% (4,982)
10. İtalya – 2.1% (4,978)
11. Çin – 2.0% (4,834)
12. İran- 2.0% (4,741)
13. İspanya- 1.9% (4,570)
14. Dominik – 1.9% (4,501)
15. Almanya- 1.9% (4,457)
16. Suriye – 1.5% (3,676)
17. Kolombiya – 1.4% (3,335)
18. İsrail 1.4% (3,260)
19. İngiltere- 1.4% (3,245)
20. Montserrat (3,111)

En yoğun olarak IMG doktorların bulundukları eyaletler sırasıyla New Jersey (44.8) , New York (41.9%), Florida (36%), Illinois (34%) ‘dir.

Amerika Birleşik Devletleri yabancı tıp fakültelerinden mezun doktorlara uzmanlık eğitimi olanağını esas olarak ihtiyaç nedeniyle sağlamaktadır. ABD’deki uzmanlık eğitimi veren kurumların mevcut kapasitesi ABD’deki tıp fakültelerinden mezun olan hekimler tarafından tam olarak doldurulamamaktadır. Bu, ABD’nin yurt dışından hekim ithal etmesinin altında yatan en önemli sebebi oluşturmaktadır. Başka sebepler de olduğunu varsayabilirsek bile (kültür emperyalizmi vb…) bunun pratik olarak pek bir anlamı yoktur.

ABD, 1948 yılından beri yabancı tıp okullarından mezun hekimlerin ABD içindeki eğitim kurumlarında uzmanlık eğitimi almasına olanak sağlamaktadır. İlk sertifikalandırma süreci ise 1956 yılında başlamıştır.
ABD ‘ye yabancı hekim göçüne karşı ilk önlemler 1976 yılında Amerikan Kongresi tarafından getirilmiştir, sonraki yıllarda da bu tip çabalar artan veya azalan talep ile ilişkili olarak devam etmiştir.

ABD’deki yabancı doktorlar (IMG) branşlara gore aşağıdaki şekilde bir dağılıma sahiptir :

* İç Hastalıkları- 37% (57,029).
* Aneztezi ve Reanimasyon – 28% (11,712).
* Psikiyatri- 31.4% (12,999).
* Pediyatri – 28% (20,318).
* Aile Hekimliği – 23.8% (22,250).
* Kadın Hastalıkları ve Doğum – 17.6% (7,446).
* Radyoloji- 18.8% (1,670).
* Genel Cerrahi- 20% (7,419).

Kaynak : Physicians Characteristics and Distribution in the U.S. 2008 Edition; AMA, Chicago, Ill.

Bu istatistiklerden de yola çıkarak, karar süreci için çok önemli olabilecek bazı genel tespitler ve yorumlar yapmak mümkündür :

1.ABD’de mevcut ihtiyacın az olduğu branşlarda uzmanlık eğitimine kabul edilmek daha zordur. Tüm gerekli sartları yerine getirseniz de (ECFMG sertifikası) , başvuru anındaki arz ve talep dengelerine bağlı kişinin niteliklerinden bağımsız bambaşka etmenler de kabul edilme sürecini çok zorlaştırabilir ve hatta ortadan bile kaldırabilir. O nedenle uzmanlaşmak için seçilen alanın planlanan başvuru anındaki durumunu değerlendirebilmek ya da bunu öngörebilmek hayati bir önem taşımaktadır.

2.Yabancı tıp fakültelerinden mezun doktorların (yukarıda yüzdeleriyle belirtildiği gibi) yoğunlukta olduğu alanlara kabul edilme şansı daha fazladır. Bunun en önemli sebebi, bu alanlardaki yabancı hekimlerin uzun yıllardır devam eden nüfus yoğunluğunun asistan kabul edilme süreçlerinde etkili insanların da önemli bir kısmının bu alanlarda yoğunlaşması sonucunu doğurmasından kaynaklanmaktadır. Bunun bir başka sebebi de, yabancıların halen yüksek oranda bulundukları bu alanlara Amerikan tıp fakültelerinden mezun hekimlerin (AMG) ilgisinin diğer alanlardan daha az olmasıdır.

3.Amerika’daki yabancı doktorların büyük bir yüzdesini oluşturan ülkelerin mezunları, kabul süreçlerinde az oranda olanlara gore daha büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Türkiye’deki tıp fakültelerinden mezun olan doktorların ABD’deki yabancı doktorlar arasındaki çok düşük yüzdesi düşünülürse bu bir avantaj olarak kabul edilebilir.

4.ABD’deki uzmanlık eğitimi veren kurumlar ; genel koşullar, eğitim kalitesi, öğretim üyesi sayısı, bulunduğu şehir ya da eyalet, çalışma koşulları (nöbet sayısı, haftalık çalışma saati) , alınan maaş gibi konularda önemli farklılıklara sahiptir. O nedenle “ABD’de uzmanlık eğitimi” diye imajiner bir kavramı kullanmak yerine “ABD’de hangi kurumda ya da kurumlarda uzmanlık eğitimi” düşüldüğünün ilk baştan itibaren planlara dahil edilmesi ve sınırlarının olabildiğince çizilmesi gereklidir. ABD’deki uzmanlık eğitimi veren kurumların kendi içlerinde bile yukarıda örnekleri verilen konularda ciddi farkılılıklar içermektedir.

5.Türkiye’de tıp eğitimi almış bir hekimin, ABD’ye uzmanlık için gelmeye karar vermeden önce , uzmanlık sonrası dönemi de mutlaka düşünmesi gerekmektedir. Uzmanlığını bitirdikten sonra dönmeyi düşünen ya da dönme yolunu açık bırakmak isteyen hekimlerin, uzmanlaşmak istedikleri alanın Türkiye’deki durumunu da dikkatle incelemeleri çok önemli bir basamağı oluşturur. Ülkemizdeki uzmanlık mevzuatı ve denklik kriterleri cumhuriyet tarihimiz boyunca birçok kez değişikliğe uğramıştır. Ufak farklılıklar genel olarak aşılabilse de, uzmanlık eğitimi süresindeki büyük farklılıkların aşılması mümkün olmayabilir. O nedenle ABD’de uzmanlık yapmak isteyen hekimlerin bu yola girmeden önce , seçtikleri uzmanlık alanının bu yönden karşılaştırmasını mutlaka detaylı bir biçimde yapmaları gerekir. Aksi halde ileride geri dönülmez yollara girmek pekala mümkündür ve işe başlarken henüz karar vermiş olmasanız bile dönme yolunu açık bırakmak ve ona gore planlar yapmak daha yerinde bir yaklaşım olacaktır.

6. Tüm tıp branşlarda dil çok önemli bir yere sahiptir ancak bazı özel branşlarda İngilizce kullanımı ve yeterliliği daha fazla ön plana çıkmaktadır. Genel olarak gerekli sinavları geçmeye yetecek bir ingilizce ABD’de asistanlık yapmak için ancak yeterlidir. Diğer taraftan, psikiyatri gibi, dilin mesleki uygulamalarda çok kritik bir role sahip olduğu alanlarda uzmanlaşmak isteyen hekimlerin, karar verme aşamasındaki dil yeterliliklerini mutlaka gözden geçirmeleri gerekir, çünkü sadece sınavları geçme düzeyindeki dil seviyesi bu gibi alanlarda uzmanlaşmak içi yeterli değildir ve kabul aşamasını da zorlaştırabilir.

Dr.Ulaş Mehmet Çamsarı ,  Cleveland, Ohio, A.B.D – 15 Mart 2011

http://www.blog.usmer.org/2011/03/abd%E2%80%99de-tipta-uzmanlik-egitimine-turkiye%E2%80%99den-genel-bakis-ilk-basamak-%E2%80%9Cusmle-step-1%E2%80%9D-mi/

Leave a Comment

Your email address will not be published.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

1 Trackback